10 Ocak 2008 Perşembe

Millî Eğitim Bakanlığı Ne Yapmalıdır?

Öğretmenlerin niteliği sorunu tek başına bir sorun değil, öğretmenlerin sosyal ve ekonomik sorunları; özlük hakları, çalışma prensipleri ve araç gereçler ışığında ortaya çıkan bir sorundur. Öğretmenlerin yeterli hâle getirilmesi ve daha verimli çalışmalarının sağlanabilmesi için öncelikle bu sorunların giderilmesi gerekmektedir. Burada, Millî Eğitim Bakanlığına önemli görevler düşmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı bu konuda kararlı bir yapıda olmalı, öğretmenlerin yapmasını sağlamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, ilgili birimleriyle (Talim ve Terbiye Kurulu Bakanlığı, Araştırma, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, Personel Genel Müdürlüğü, Hizmet İçi Eğitim Dairesi Başkanlığı ve diğer eğitim öğretim daireleriyle) öğretmenlerin daha nitelikli hale getirilmesinde şu çalışmalarda bulunmalıdır:
·MEB, öğretmenlerin istihdamında, uzun vadeli, kalıcı bir eğitim politikası oluşturmalı ve bunu devlet politikası hâline getirmelidir. Eğitim fakültelerinin (öğretmen yetiştiren kurumların) dışından gelen, eğitim ile ilgisi olmayan kişiler kesinlikle öğretmen olarak atanmamalıdır.
·Öğretmenlerin ekonomik durumları ile sosyal statü ve özlük hakları iyileştirilmelidir. Bütçeden eğitime ayrılan pay artırılmalıdır.
·Öğretmenlere yönelik olarak televizyon, radyo... vb. görsel-işitsel araçlarla kısa eğitim programları ve konferans, panel...vb. etkinlikler düzenlemelidir.
·Öğretmenlere atandıkları bölgelerde oryantasyon (bölgeye uyumu) eğitimi vermelidir.
·Gerek öğretmenin seçiminde, gerekse de istihdamında yetki, merkezden illere devredilmeli, iller bu yetkiyi alabilecek şekilde yapılandırılmalıdır. Bu doğrultuda, her öğretmene istediği ilde çalışma olanağı sağlanmalıdır.
·Öğretmenlerin örgütlenmelerine olanak tanınmalı; eğitim sendikaları yasal zemine oturtulup, uygulamada daha etkin hâle getirilmelidir.
·Öğretmen yetiştiren orta öğretim kurumları (öğretmen okulları, öğretmen liseleri... vb.) nitelik ve nicelik olarak daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı (köy enstitülere ve öğretmen okulları incelenerek yapılanmada bunlardan da yararlanılmalıdır), öğretmen yetiştiren okullara girecek olan öğrencilerde yüksek nitelikler aranmalıdır.

·Her ilde kurulacak Millî Eğitim Akademilerinde aday öğretmene göreve başlamadan önce sağlıklı stajyerlik eğitimi verilmelidir.
·Öğretmenler periyodik olarak sistemli bir biçimde hizmet içi eğitimden geçirilmeli, ihtiyaç duyulan alanlarda ve özellikle eğitim teknolojilerinin kullanılması konusunda yetiştirilmelidir.
·Teftiş sistemi yeniden ele alınmalı; niteliksel değerlendirilme ön plânda tutulmalıdır. Değerlendirme bilgi verici ve yönlendirici olacak biçimde düzenlenmelidir.
·Öğretmenleri belli dönemlerde (3-5 yıl) yeterlik değerlendirmesine alınmalıdır.
·Öğretmene kendini yetiştirmesini sağlayıcı olanakları hazırlamalı, eğitim alanında lisans sonrası öğrenim yapmaları için teşvikler uygulamalıdır.
·Öğretmen evlerini öğretmenlerin sosyal ve kültürel yönünü artıcı (kütüphane, okuma odası....vb.) etkinliklerde bulunmasını sağlayacak biçimde düzenlemelidir.
·MEB, öğretmen yetiştirme ve istihdamı işinde hem kendi içindeki birimlerle, hem de YÖK, DPB, eğitimle ilgili sendika, dernek ve vakıflar ile iş birliği yapmalıdır.
·Kurulacak bir komisyon ile öğretmenlik mesleğinin standart ölçütleri çıkarılmalı ve mesleğe girişte bireyde bu doğrultuda üst düzeyde nitelikler aranmalıdır.
·Öğretmenlik mesleğini cazip hale getirmek için çeşitli teşvikler uygulamalıdır. (öğretmen yetiştiren okullarda okuyan öğrencilere verilen burs miktarı artırılabilir.)
·Okulların fizikî şartlarını iyileştirmeli; donanım, araç ve gereç bakımından iyileştirmelidir.
·Çağdaş ülkelerdeki öğretmenlerin durumunu, öğretmen yetiştirme ve istihdamını inceleyerek o ülkeler ile işbirliği yapmalıdır.
·Öğretmen, uzmanlık gerektiren bir meslekten olmasına rağmen, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda eğitim öğretim sınıfında bir memurdur. Bu nedenle; öğretmenlik mesleğine özgü bir yasa hazırlanarak uygulamaya konmalıdır (bu doğrultuda hazırlanan MEB Personel Yasa Tasarısı bir an önce çıkarılmalıdır.)
·Özel yetenek isteyen beden eğitimi, resim ve müzik derslerinin

Eğitim Sendikaları Ne Yapmalıdır?

Eğitim sendikalarına öğretmenlerin yetiştirilmesinde önemli görevler düşmektedir. Eğitim sendikaları bir yandan öğretmenlerin gerçekte var olan sorun ve sıkıntılarıyla (öğretmenlerin sosyal ve kültürel yönlerinin geliştirilmesi, özlük hakları ve ekonomik durumunun iyileştirilmesi) ilgilenirlerken, ücret sendikacılığından ötede öğretmenlerin niteliklerinin geliştirilmesine yönelik etkinliklerde bulunmalıdır. Sendikalar partizanca tutumlardan uzak durmalı, sadece sendikal alanda çalışmalı, bu amaçla; öğretmenlere çağdaş ülkelerdeki çalışma haklarını sağlayabilmek için çağdaş ülkelerdeki sendikal yapılanmaya gitmelidir. Ayrıca; amaçları ve kitleleri aynı olduğundan sendikalar bir çatı altında birleşmeli, özellikle meslek odası oluşturarak sistemin oto kontrol mekanizmasını kurup, standartlarını ortaya koymalı, sistem içine girişleri denetleyebilmelidir.
Sendikaların öğretmenlerin yeterliklerinin artırılmasına yönelik bulunması gereken etkinlikleri aşağıda belirtilmiştir.

·Öğretmenlik mesleğini geliştirici çalışmalarda (AR-GE) bulunmalı; öğretmenlere bünyesinde eğitim vermeli, yayınlarla desteklemelidir.
·Öğretmenlerin sorunlarının çözülmesinde çözümcü yararlı alternatiflerle dolu bir yaklaşım benimsemelidir.
·Öğretmenler arasındaki dayanışmayı ve kaynaşmayı sağlayıcı sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerde bulunmalıdır.
·Öğretmenlik mesleği ile ilgili sorunların çözülmesinde Millî Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde olmalıdır.
·Öğretmenleri sürekli özlük hakları, yetki, sorumluluk konularında bilgilendirmelidir.
· Eğitim politikalarının oluşturulmasında aktif rol almalıdır.

Veliler Neler Yapmalıdır?

· Öğretmen ve okul ile sıkı bir diyalog kurmalı ve bunu sürekli tutmalıdır.
· Okula sahip çıkmalı, maddi ve manevi yardımlarını esirgememelidir.
· Öğretmenlerin uygulama hatalarını görüp onları uyarmalıdır.
· Okul-aile birliğini daha etkin çalıştırılmaya yönelik gayret göstermelidir.
· Okul ve öğretmenlerin asıl denetçisi olmalıdır.
· Öğretmenlerin maddi durumlarının düzeltilmesi için demokratik ve yasal girişimler çevresinde MEB ‘nı etkilemelidir.
· Başarılı öğretmenleri ödüllendirmelidir.
· Becerikli veliler eğitici faaliyetlerde öğrencilere ve öğretmenlere yardımcı olmalıdır.
· Gönüllü eğitim hizmetleri etkinliklerinde bulunmalıdır.

Müfettişler Neler Yapmalıdır?

Müfettişlik sistemi şu anki durumuyla yetersiz kalmaktadır. Gerek müfettişlerin sayılarının öğretmen sayıları karşısında azlığı, gerekse değerlendirmenin kapsamının az olması ve subjektif ölçütlere göre yapılıyor olması değerlendirmenin ihtiyaçları karşılamaktan uzak olması sonucunu doğurmaktadır. Bundan dolayı; öncelikle teftiş sisteminin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bu yapılandırmanın nasıl olacağının da yapılacak yeni bir araştırma ile ortaya konması gerekmektedir.
Diğer taraftan, müfettişler de büyük oranda öğretmen kökenlidir. Dolayısıyla, öğretmenler için gerekli olan bütün nitelikler müfettişler için de gereklidir. Bunun yanında, müfettişlerin hem yönetim, hem de öğretmenlere rehberlik etmesi yönü düşünüldüğünde öğretmenden daha fazla bilgiye sahip olması beklenmektedir. Müfettişlerin yetiştirilmesinde bu özelliklerin dikkate alınması gerekmektedir.
Öğretmenlerin niteliklerinin geliştirilmesinde müfettişlerin yapması gerekenler aşağıda belirtilmiştir:
· Öğretmenlik mesleği ile ilgili kılavuz yayınlar hazırlamalıdır.
· Öğretmenleri değerlendirmede objektif ölçütler kullanmalıdır.
· Bir yıl içinde sadece bir defa değil, periyodik dönemlerde teftiş yapılmalı ve öğretmenlere rehberlik etmelidir. Teftişte özellikle rehberliğe daha fazla zaman ayırmalıdır.
· Öğretim yöntem ve teknikleri ile ilgili olarak öğretmenleri bilgilendirmelidir.
· Yetki ve sorumlulukları konusunda öğretmenleri bilgilendirmelidir. (mevzuat bilgisi)
· Veli-öğretmen-okul-öğrenci ve müfettiş ilişkisini geliştirecek çalışmalar yapmalıdır.
· Öğretmenlerin işbaşında eğitimlerini sağlayacak çalışmalarda bulunmalıdır.
· Öğretmenlere görevleri ile ilgili hizmet öncesi eğitim vermeli, hizmet öncesi eğitimleri sırasında daha çok uygulama yapmalarını sağlayıcı çalışmalar yapmalıdır.
· Meslekî toplantılar düzenleyerek öğretmenlerin değişen ve gelişen durumlardan haberdar olmalarını sağlamalıdır.
· Gerekli görülen bazı konularda dar bölge toplantıları yapmalıdır. (soruna yerinde çözüm önerileri aramaya yönelik)
·Öğretmenlerin öğretmenlik mesleğine olan tutumlarını olumlu yönde geliştirmek için çalışmalar yapmalıdır.
· Denetimde durumsallık ilkesine (değerlendirmeyi öğretmenin bulunduğu ortama göre yapmak) dikkat etmeli; titiz ve duyarlı denetimler yapmalıdır.
· Öğretmenleri sürekli kitap okumaya (özellikle alan bilgisine yönelik) teşvik etmeli, kaynak eserler önermeli ve bu kaynaklara ulaşma konusunda öğretmenlere rehberlik yapmalıdır.
· Sosyal etkinliklerin çocuğun gelişiminde önemli faktör olduğu konusunda öğretmenleri bilinçlendirmelidir.
· Öğretmenlerin bilimsel eser yazma ve eğitim alanında araştırma yapmalarını desteklemelidir.
· Öğretmenlere hizmet içi eğitim kursları verilmesini sağlamalı ve bu kurslarda etkin görev almalıdır.
· Öğretmenin kendi eksikliğinin farkına varmasını ve buna çözüm yolları geliştirmesini sağlamalıdır.
· Öğretmenlere örnek olacak davranışlar yapmalıdır.

Eğitim Yöneticileri Neler Yapmalıdır?

Eğitim yöneticilerinin (okul yöneticileri ilçe ve il millî eğitim müdürleri) öğretmenlerin yeterliklerinin artırılması ve istihdamında önemli görevleri vardır. Okul yöneticileri kurum içerisinde stajyer öğretmenlerin yetiştirilmesinde ve öğretmenlerin hizmet içi eğitim kurslarına katılmalarını teşvik etme ve katılımlarına olanak sağlama ile yeterliklerinin artırılmasında; ilçe ve il millî eğitim müdürleri de görev alanındaki öğretmenlerin gerek istihdamında, gerek kurslara katılım yoluyla ve gerekse de değişik yollarla daha nitelikli hâle getirilmesinde önemli roller üstlenebilirler.
İnsan yönetimi son derece önemli ve insanda bazı özelliklerin bulunmasını gerektiren bir alandır. Bundan dolayı da yöneticilerin yetiştirilmesi ve isabetli seçimi gerekmektedir. Bu amaçla yöneticilere yöneticilik formasyonu verilmeli ve yönetici seçiminde gerçekçi, bilimsel ve objektif ölçütler kullanılmalıdır.
Bu sonuçla yöneticiler;
Eğitim öğretim etkinliklerinin yürütülmesinde daha duyarlı olmalı, okulların alt yapı eksikliğini tamamlamaya çalışmalıdır.
Özellikle meslek dersi öğretmenlerinin yaz tatillerinde sanayiye giderek uygulamalarda bulunmalarını teşvik etmelidir.
Öğretmenleri sürekli okuma ve proje geliştirme doğrultusunda teşvik etmeli; öğretmenin bilgi yönünden eksikliğini gidermek, gelişmeleri takip etmesini sağlamak için olanak hazırlamalı; ilgili yayınları ulaştırmalı, etkinlikler düzenlemelidir.
Öğretmenleri geliştirici seminer, kurs, panel...vb. düzenlenmelidir.
Öğretmenlerin yeterliklerini artırmak, eksikliklerini gidermek amacıyla ders dışında uygun ortamlar sağlamalıdır.
Tarafsız olmalı, öğretmenlerin eşit şartlar altında çalışmalarını sağlamalıdır.
Çalışması ile öğretmenlere örnek olmalı, onlara rehberlik etmelidir.
Öğretmeni yetersiz olduğu alanda desteklemeli, cesaret verici, teşvik edici olmalıdır.
Öğretmene karşı ön yargılı olmamalı, yapıcı eleştiride bulunmalıdır.
Öğretmen evlerini kültürel yönden geliştirmeli, kütüphane vb. birimler oluşturmalı/geliştirmelidir.
Öğretmenlerin kendi kendilerini değerlendirmelerini sağlamalıdır.
Öğretmen başarısını takdir etmeli, yaptığı olumlu çalışmaları ödüllendirmelidir.
Yeni başlayan öğretmenlere, mesleğe uyumlarında yardımcı olmalıdır.
Öğretmen-öğrenci-veli ilişkilerini güçlendirici olanakları sağlamalı, okul-aile birliğini daha etkin hâle getirmelidir.
Öğretmenin sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılımını, bu etkinliklerde aktif rol almasını sağlamalıdır.
Yetki, sorumluluk ve özlük haklarında öğretmeni bilgilendirmelidir.
Öğretmenleri bütün bir zaman içerisinde düzenli olarak, sağlam ölçütlere göre, objektif bir biçimde değerlendirmelidir, değerlendirmeleri yönlendirici olmalıdır.


Öğretmenler ile sürekli diyalog halinde bulunmalıdır.
İl içinde dengeli öğretmen dağılımı yapmalıdır.

Öğrenciler Neler Yapmalıdır?

Sınıf ortamında öğretmene en yakın grup öğrencilerdir. Eğitim öğretim etkinliklerinin önemli bir kısmında öğretmen ile öğrenci baş başa kalmaktadır. Bundan dolayı öğrencilere de bazı görevler düşmektedir. Bu görevler içinde en önemli olanı öğrencilerin “öğrenci” olmalarından kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmelerinin gerekliliğidir. Bu yükümlülükten kastedilen, öğrencilerin iyi insan, iyi vatandaş olabilmeleri için gayret göstermeleri, verilen bilgileri almaya hazır olmaları ve kendilerini geliştirmeye yönelik çalışmalarda bulunmalarıdır. Bu amaçla; öğretmenin rehberliğinden yararlanmalı ve öğretmenin kendisini yetiştirmesi için istekli olmalı, ders dışı etkinliklere de ağırlık vermelidir. Bunun yanında öğrenci, öğretmeni anlamaya, içinde bulunduğu durumu algılamaya da çalışmalıdır.

Öğretmenler Ne Yapmalıdır?

Öğretmen her şeyden önce bir insandır. Çağdaş öğretmen olabilmek için öncelikle ÇAĞDAŞ İNSAN olmalı, bu uğurda çalışmalıdır. Sonra, kendisinin hangi zor şartlar altında olursa olsun, bir öğretmen olduğunu düşünerek, çocuklar için var olan şartları kullanarak, görev bilinci içinde,çağdaş bir öğretmenin özelliklerine sahip olması gerektiğini unutmadan, yetki ve sorumluluğunu bilerek, özveride bulunarak çalışmalı, sorunların ve yetersizliklerin bir bölümünü gücü yettiğince halledebilme gayreti içinde olmalıdır.
Bu sonuçla; öğretmenler çağdaş öğretmen çizgisine ulaşabilmek için aşağıda belirtilenleri yapmalıdırlar:
1. Hem öğretmenlik mesleği, hem de alanları ile ilgili yayınları (gazete, dergi, kitap; vb.)takip etmeli, ilgili etkinliklere (konferans, panel, seminer..vb.) katılmalıdır.
2.Kendini sürekli denetlemeli ve değerlendirmeli (Oto kontrol sistem oluşturmalıdır.), yetersiz olduğu noktaları belirleyerek geliştirmeye çalışmalı; bu amaçla meslekî etkinliklere (kurs, seminer...vb.-özellikle yaz dönemlerinde-) katılmalıdır.
3. Bilgi iletişim tekniklerinden ve teknolojisinden yararlanmalıdır.
4. Sürekli kitap okumalı (genel ve meslekî alanda), okuma alışkanlığına sahip olmalıdır.
5. Yasal çerçevede meslekî örgütlenmeye gitmeli, sendikal yapılanmaya sahip çıkmalıdır.
6. Üniversiteler le sürekli diyalog halinde olmalıdır.
7. Kendilerini sosyal, kültürel ve ilgi alanlarına göre geliştirmeli; bu amaçla etkinliklere (sinema, tiyatro, spor karşılaşmaları...vb.) katılmalıdır.
8. Normal eğitim süresince ve gerekli gördüğü kadar okulda kalarak deneyimli meslek arkadaşlarıyla sürekli bilgi alış-verişinde bulunmalı (özellikle zümre öğretmenleri toplantılarında), meslekî etkinliklerini plânlamalıdır.
9. Felsefe ve bilim alanında dünyadaki gelişmeleri izlemeli
10.Kendi yetki ve sorumluluğu ile ilgili kanun, mevzuat, yönetmelik ve tüzükler bilmeli ve ona göre davranmalıdır.
11.Bireyi tanıma tekniklerini bilmelidir.

Çağdaş Öğretmen Profili

Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, çağdaş öğretmen günümüz eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilecek, 21. Yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencileri geleceğe hazırlayabilecek yeterlikte olmalıdır. Bu amaçla, bir çok niteliği bünyesinde bulundurabilmelidir.
Çağdaş öğretmen konu-alanına hâkim olmalı; konu-alanına giren kavram, ilke ve genellemeleri bilmeli, bunları diğer konu-alanlarıyla ve günlük hayatla ilişkilendirerek alanındaki gelişmeleri yakından izleyebilmelidir.
Öğrenci gelişimi boyutunda; öğrenciyi tanıma becerisine sahip olmalı, bireysel farklılıkları görebilmeli, öğrenci gelişimi ile öğrenmesi arasında bağ kurabilmeli,öğrenciyi güdüleyici etkinliklerde bulunabilmeli, sempatik olmalı, öğrencinin problemlerinin çözülmesinde yardımcı olabilmeli,fiziksel ve zihinsel yönden farklılığı olan öğrencilerin eğitim öğretimlerine devam edebilecekleri tedbirleri ve çevrenin öğrenciyi olumlu yönde etkilemesini sağlayıcı tedbirleri alabilmelidir.
Öğretimi plânlama boyutunda; ders etkinliğini nasıl plânlayacağını bilmeli, plânlarını hazırlarken diğer öğretmenlerle bilgi alış verişinde bulunabilmeli ve olası değişik durumlara karşı plânlarını esnek tutabilmelidir. Çağdaş bir öğretmen öğretim hedef davranışlarını saptayabilmeli ve öğretim yöntemlerini belirleyebilmelidir. Eğitim öğretim araçlarından yeterince yararlanmalıdır. Öğrencide anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlamalı, onları düşünmeye ve araştırmaya sevk etmeli, onların kendi kendisini değerlendirmesini sağlayacak yöntemleri kullanabilmeli ve onlardan aldığı geribildirimler doğrultusunda kendi etkinliklerini düzenleyebilmelidir. Çağdaş öğretmen eğitimi öğrenci merkezli kılabilmeli, öğrencilerin bilgi, tutum ve beceriye ilişkin durumlarını önceden belirlenmiş ölçütlere göre değerlendirebilmeli, bunu yapabilmek için de ölçme ve değerlendirme tekniklerini bilmelidir. Değerlendirme sonuçlarını öğrenci, veli ve diğer öğretmenlerle paylaşabilmeli,bu sonuçları öğrenci başarısının arttırmada kullanabilmeli ve öğrencinin başarısını takdir edebilmelidir. Ayrıca eğitim etkinliklerinin her kademesinde öğrenci, veli ve diğer öğretmenler ile sürekli işbirliği içinde bulunabilmelidir.
Öğretim stratejileri boyutunda çağdaş bir öğretmen, öğreteceği konunun özelliklerine göre öğretim yöntem ve tekniklerini kullanabilmeli, eğitim ortamını daha verimli hale getirmek için kendine özgü taktikler geliştirebilmeli ve bilgi iletişim teknolojisinden yararlanabilmelidir. Çağdaş bir öğretmen, öğrencilerine bilimsel yöntemi öğretmeli ve onları, karşılaştıkları problemleri bilimsel yolla çözebilecek duruma getirebilmelidir.
Sınıf içi etkinliklerde çağdaş bir öğretmen öğrencileri ile sağlıklı iletişim kurabilmeli, öğrenme ortamını öğrencilerin ve konuların özelliklerine uygun hale getirebilmeli, öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabilmelidir. Ayrıca, ders sırasında etkili ve akıcı bir konuşmaya sahip olmalı, zamanı, tahtaya ve eğitim öğretim araç-gereçlerini verimli ve etkili bir biçimde kullanabilmeli,jest, mimik ve vücut hareketlerinde ölçülü olabilmelidir.
Meslekî gelişimde çağdaş öğretmen, sorumluluklarını ve özlük haklarını, mesleği ile ilgili kanun, yönetmelik ve tüzükleri ve bilgi toplumu içindeki yerini ve önemini bilmelidir. Mesleği ile ilgili etkinlikleri izlemeli, buradan elde ettiği bilgi ve becerileri kendini yenilemede kullanabilmelidir. Bunun yanında, okulun yapısını ve işleyişini bilmeli, okulun toplum içindeki yerini ve önemini kavrayabilmelidir. Ayrıca, öğrenci ve velilerle ilgili özel bilgileri gizli tutmalıdır.
21. yüzyılın ihtiyaç duyduğu çağdaş öğretmen, sosyal ve çevresel boyutla ilgili olarak, okuldaki sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin hazırlanmasında etkin rol almalı, okul ile diğer kurumlar arasında koordinasyonu sağlamalı ve eğitim sistemindeki aksaklıkları belirlenerek çözüm yolları önerebilmelidir.
Kişisel özellikler ile ilgili olarak da çağdaş öğretmen; giyim ve kuşamında dikkatli olmalı, yeni fikirler üretebilme yeteneğine sahip olmalı, kendine hâkim olup, soğukkanlı ve sabırlı olmalı, bir öğretmen olarak, diğer kişilere örnek olmalı, ön yargılı olmamalı, paylaşımcı olmalı,dikkatli, kararlı, hoşgörülü, yardımsever, uyumlu, esprili,sevecen ve güler yüzlü, sempatik, tarafsız, objektif,mesleğine bağlı olmalı, kendine güveni olmalıdır. Bilgi toplumunun ihtiyacını karşılayacak öğretmen sosyal duyarlılığa sahip olmalı, yeniliklere, gelişmeye ve eleştiriye açık olmalıdır. Çağdaş öğretmen serbest zamanını verimli bir biçimde değerlendirebilmeli, sürekli okuma alışkanlığına sahip olmalı, kültürel değerlerimizi koruyup geliştirebilecek ve güncel sorunları ulusal ve uluslar arası boyutta algılayabilecek bilince sahip olmalıdır. Bunların yayında, çağdaş bir öğretmen mesleğini ve çocukları sevmelidir.
21. yüzyılda Türk eğitim sisteminin ihtiyaç duyduğu çağdaş öğretmen, Atatürk ilke ve inkılâplarını benimsemiş, lâik ve demokratik, aynı zamanda devletine, milletine, dinine, örf ve adetlerine bağlı olmalı, çevresindekileri etkileyebilmeli, yönlendirip, ikna edebilmeli ama fikir ve ideolojilerin esiri olmamalıdır.
Yukarıda çizilen profile uyabilecek çağdaş öğretmen adayı, ilköğretim kademesinde alınacak temel bilgilerin yanında ilgi, yetenek ve ihtiyacına göre yapılacak yönlendirme ile öğretmen yetiştiren orta öğretim kurumlarına girmeli ve burada öğretmenlik mesleği ile ilgili bilgileri almalıdır. Buradan mezun olan öğretmen adayları ile isteğe göre diğer orta öğretim kurumlarından mezun olan adayların alan belirlemeye yönelik yapılacak ilgi envanteri, tutum ölçeği, yetenek ve zekâ testleri ve yerel sınavlar sonucunda yüksek öğretimde bir programa girmeleri sağlanacaktır. Alt yapısı (bina, araç ve gereç, donanım) yeterli fakültelerde alınacak uygulama ağırlıklı alan e eğitim dersleri öğretmen adaylarına verilecektir. Eğitim fakülteleri hem alan, hem de eğitim derslerini verebilecek yeterlikte olmalı, bu fakültelerde görevli öğretim elemanları da pedagojik formasyona sahip, hem alan hem de eğitim konularında yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Yüksek öğretimden, yapılacak yeterlik sınavları sonucunda mezun olacak çağdaş öğretmen adayları, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı nitelik belirlemeye yönelik yeterlik sınavları sonucunda öğretmenliğe alınmalıdır. Kuruma giren aday öğretmen, her ilde kurulacak Millî Eğitim Akademilerinde alacakları sağlıklı stajyerlik eğitimlerinden sonra göreve başlamalıdır. Çağdaş öğretmenin gelişimini takip edebilmek ve eğitim ihtiyaçlarını belirleyebilmek için sürekli değerlendirme yapılmalı ve yenilikleri izleyebilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde periyodik olarak en az 5 yılda bir hizmet içi eğitim etkinliklerine alınmalıdır. Ayrıca, çağdaş öğretmenin daha verimli çalışabilmesi için gerekli olanaklar oluşturulmalıdır.(ekonomik durumun iyileştirilmesi, özlük hakların geliştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsünün yükseltilmesi vb.)

4 Ocak 2008 Cuma

Öğretmen olmanın ağır yükü

Eğitim ve öğretimde başarının en önemli unsuru öğretmendir. Eğitim ve öğretimde arzu edilen en iyi sonucu elde etmek, iyi eğitim almış, belirli prensip ve gayelere inanmış öğretmen le mümkündür. Bir öğretmen işinin ciddiyetine inanır, yaptığı işin kutsiyetini kabul eder ve bu özelliklerini iyi bir eğitimle desteklerse ancak başarılı olabilir.

Öğretmenin kişilik özelliklerinin öğretim ve eğitimde önemli bir etken olduğunda herkes birleşmektedir. Derslikteki sevgi dolu sıcak bir havanın oluşmasında, öğrenmenin azalma veya çoğalmasında ,öğretmen kişiliğinin önemli rolü vardır.

Araştırmalar, öğretmenin kişiliği ile öğretme yeteneği arasında çok kuvvetli bir ilişki bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Öğretmen , öğrencilerin karakter gelişimleri için model durumundadır. Öğretmenin fiziksel yapısı, uyum yeteneği, konuşma biçimi, yüz ifadesi, tertip, düzen ve giyim tarzı vb. gibi kişilik özellikleri öğrenciyi derinden etkilemektedir. Öğrenciler,çoğu kez öğretmenlerini taklit ederek onunla özdeşleşmeyi öğrenirler. Öğrencinin "benlik" duygusunun gelişme veya yıkılmasında öğretmen kişiliğinin büyük rolü vardır.

İyi bir öğretmen en az iyi bir insanın özelliklerine sahip olmalıdır.

İyi bir insan;

– Kendi sosyal ve ruhsal dünyasındaki zıtlıkları ve sıkıntıları günlük hayatında ve çevresindeki insanlara yansıtmayan

– Canlı ve cansız objeleri ( her şeyi) temiz ve beklentisiz bir sevgiyle sevebilen,

– Bencillikten, ben merkezci- başka kişileri veya şeyleri kendi durumuna göre düşünmekten ,ön yargıdan, haksız yarışmadan kendisini arıtabilmiş,

– Herkese saygı duyan, horlamayan, aşağılamayan, haset etmeyen,eziyet etmeyen,

– Sürekli olarak bilgisini yenileyen,duygularını geliştirmeye çalışan, kazandığı her hüneri, her bilgiyi, her hazzı başkasına vermesini ve paylaşmasını bilen

– İnsan psikolojisi hakkında genel bilgiye sahip, Özelde ise eğittiği yaş gurubunun psikolojisini çok iyi tanıyan,

– Toplumun biyolojik ve sosyal kaidelerini bozmadan, saygı göstererek yaşayan

– Güvenilir ve örnek bir hayat tarzına sahip,

– Dünyaya gözlerini açtığı kültürü,dinini, halen içinde yaşadığı toplumun bütün değer yargılarını benimseyen,uygulayan ve içine sindirebilen bir insandır.

Bunlara ilaveten öğretmenin bu özelliklerini öğrencilerine yansıtabilmesi için dikkat etmesi gereken bazı kurallara uyması eğitim kalitesini arttıracaktır. Bunların başında sabır, adaletli davranışlar, yumuşak huyluluk gelir.

Öğretmen yumuşak huyluluk sayesinde en güç problemleri çözebilir ve istenilen neticeye ulaşabilir. Özellikle kaba ve katı yürekli olmaktan ve sertlikten kaçınmalıdır.

Ayrıca;

– Öğrencilerinin düşünce ve duygularına saygı çerçevesinde onların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine fırsat vermelidir.

– Öğrencilere bir takım yüce hedefleri gösterip onların maddi ve manevi yönden başarılı olmalarına, dolayısıyla zararlı akımlardan korunmalarına azami gayret göstermelidir. Bu hedefler seçilirken öğrencilerin yetenek ve başarı seviyelerine çok dikkat etmelidir.

– Arkadaş canlısı ve işbirliği yapan bir özelliğe sahip olmalıdır. Öğrencilerinin, güçlü arkadaşlık kurmalarını teşvik etmelidir.

– Hayal gücü kuvvetli, çeşitli metotları çeşitli seviyedeki öğrenciler için kullanabilen ve elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirebilen bir kişiliğe sahip olmalıdır.

­– Ders ve teneffüs saatlerine dikkat eden ve planlı programlı çalışma alışkanlığı edinmiş olmalıdır.

– Zamanın kıymetini kavramış ve bunu öğrencilerine kavratma isteği ile zamanını iyi kullanabilmelidir.

– Hayatının her safhasında temiz ve tertipli olmalıdır. Bilhassa öğrencilerinin karşısında temiz ve sade giyinmesi, örnek olabilmesi yönünden çok önemlidir. ¸
Eğitime Öğretmen Raporu:

S.O.S.

Eğitimciler Birliği Sendikası'nın bin 122 öğretmen üzerinde yaptığı ‘öğretmenlerin eğitim koşullarından memnuniyet düzeyi' konulu araştırma, öğretmenlerin yüzde 62'sinin mevcut durumdan şikayetçi olduğunu ortaya koydu.

Öğretmenlerin yüzde 68'i eğitime katkı payı adı altında para toplanmasının veliyi okuldan soğuttuğunu belirtirken, yüzde 73'ü ise okullardaki manevi eğitim eksikliğinin öğrencileri kötü alışkanlıklara ittiğini düşünüyor. Eğitim Bir-Sen Bursa Şubesi’nce yapılan araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 73'ü mevcut eğitim sisteminin öğrenciyi pasifize ettiği görüşünde.

Öğretmenlerin yüzde 78,5'i müfredatın yoğunluk derecesinden de memnun değil. Yüzde 85'i maaşlarının yetersizliğinden şikayetçi olan öğretmenlerin yüzde 66'sı Türkiye'de düşünce özgürlüğü olmadığına inanıyor. Okullardaki rehberlik hizmetlerini yeterli bulmayan (yüzde 70) öğretmenler, mevcut mevzuatın eğitim personelinin sorunlarını çözmeye yeterli olmadığı (yüzde 64) görüşünde. Öz değerlendirme de yapan öğretmenlerin yüzde 33'ü nitelik açısından kendilerini yeterli bulmuyor. Güncel gelişmeleri takip etmediklerini (yüzde 57) ifade eden öğretmenler, eğitim sisteminde eşitsizliklerin hakim olduğunu (yüzde 64) düşünüyor. 8 yıllık eğitimi (yüzde 50) olumlu bulan öğretmenler, okullardaki ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak mekanlar istiyor (yüzde 58).

Öğretmenlerin en çok tepki gösterdikleri konulardan biri ise velilerin çocuklarına yeteri kadar ilgi göstermemesi. Öğretmenlerin yüzde 75'i velilerin çocuklarına ilgi göstermediğini belirtirken, yüzde 65'i de velilerin öğretmenlerle gereken işbirliğini yapmadığını kaydediyor. Öğretmenlerin yüzde 80'i öğretmen evlerinin amacına hizmet etmediği görüşünde. Anket sonucunu yorumlayan Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, öğretmenlerin memnuniyet düzeylerinin tüm sorularda yüzde 40'ın altında olmasının kaygı verici olduğunu söyledi. Eğitim Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Aydın Kılıç ise, yaklaşık bir yılda tamamladıkları çalışma ile eğitimin fotoğrafını çektiklerini belirtiyor.

Ürteptici Sınav Sonuçları

Türkiye'deki 2003-2004 eğitim-öğretim dönemi Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve Liselere Giriş Sınavı (LGS) sonuçları ilginç istatistikler ortaya koydu. ÖSS'de, geçtiğimiz yıl 26 bin 448 öğrenci sıfır puan alırken bu yıl sayı 32 bin 177'ye ulaşmıştı. LGS'de durum daha da vahimdi.

Geçtiğimiz yıl 40 bin 586 öğrenci sıfır puan alırken bu yıl tam 64 bin 598 öğrenci sıfır almıştı. Peki sorun sadece sıfır alan öğrencilerle mi sınırlı? Elbette değil. Sınava girenlerin yaptıkları net soru sayıları da eğitim açısından önemli bir gösterge. Son iki yılın, çözülen net sorularla ilgili sonuçları da eğitimdeki vahim durumu özetler nitelikte.

* LGS sonuçlarına göre başarı notları: Fenden 2, matematikten 1, Türkçe ve sosyalden 3,
* ÖSS sonuçlarına göre başarı notları: Fenden 1, matematikten 1.8, Türkçeden 4.3, sosyalden 2,6. Bu sonuçlar açıkça, ilk ve ortaöğretim sisteminin tüm alanlardan bütünlemeye kaldığını ifade etmektedir.
Kaynak: Altinoluk dergisi, 09/2004

Öğretmenin görevleri

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen ;Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatla bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatla uygulamak zorundadırlar. Devlet memurları bu hususu "Asli Devlet Memurluğuna" atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlarınca düzenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda yapacakları yeminle belirtirler ve özlük dosyalarına konulacak aşağıdaki "Yemin Belgesi" ni imzalayarak göreve başlarlar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılap ve İlkelerine, Anayasada ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatla bağlı kalacağıma; Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizmetinde olarak tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışacağıma; insan haklarına ve Anayasanın temel ilkelerine dayanan milli, demokratik, laik, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim. Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar. Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler, Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışları ile göstermek zorundadırlar. Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır. Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme, inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulunanlar Devlet itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranışlarda bulunamazlar. Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz. Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır. Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır. Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir. Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kağıtların ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır. 12 nci maddeyle bu maddede belirtilen zararların nevi, miktarlarının tespiti, takibi, amirlerin sorumlulukları ve yapılacak işlemlerle ilgili diğer hususlar Başbakanlıkça düzenlenecek yönetmelikle belirlenir. Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler. Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir. Askeri hizmet ile ilgili bilgiler özel kanunların yetkili, kıldığı personel dışın da hiç bir kimse tarafından açıklanamaz. Resmi belge, araç ve gereçlerin yetki verilen mahaller dışına çıkarılmaması ve iadesi: Devlet memurları görevleri ile ilgili resmi belge araç ve gereçleri, yetki verilen mahaller dışına çıkaramazlar, hususi işlerinde kullanamazlar. Devlet memurları görevleri icabı kendilerine teslim edilen resmi belge, araç ve gereçleri görevleri sona erdiği zaman iade etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk memurun mirasçılarına da şamildir.İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde belirtilen ; İlköğretim okullarında, derslerin sınıf veya branş öğretmenleri tarafından okutulması esastır. Öğretmenler, kendilerine verilen sınıf veya dersleri, programda belirtilen esaslara göre okutmak, bunlarla ilgili uygulama ve deneyleri yapmak, ders dışında okulun eğitim-öğretim ve yönetim işlerine etkin bir biçimde katılmak ve bu konularda okul müdürünün vereceği görevlerle kanun, yönetmelik ve emirlerde belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Sınıf öğretmenleri, okuttukları sınıfı bir üst sınıfta da okutabilirler. Herhangi bir sınıfta üstün başarı gösteren öğretmenler, istekleri halinde aynı sınıfı okutmaya devam edebilirler. Özel bilgi beceri ve yetenek isteyen Beden Eğitimi, Müzik, Resim-İş ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri, yeter sayıda branş öğretmeni bulunmaması durumunda hizmet içi eğitim kurslarında yetiştirilen sınıf öğretmenleri tarafından okutulabilir. Hizmet içi eğitim, kurslarında yetiştirilen öğretmen bulunmaması durumunda, Beden Eğitimi, Müzik, Resim-İş ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri, bu alanlarda kendini yetiştirmiş olduğu okul yönetimince kabul edilen öğretmenler arasında karşılıklı değiştirilerek okutulabilir. Beden Eğitimi, Müzik, Resim-İş ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinden maaş karşılığı dersini dolduramayanlara branşlarındaki bu dersler, maaş karşılığı dersini dolduramayan diğer branş öğretmenlerine ise 4 üncü ve 5 inci sınıflarda branşları ile ilgili dersler verilebilir. Derslerine branş öğretmeni giren sınıf öğretmeni de bu ders saatlerinde okul yönetimince verilen görevleri yapar. Yazılı Emirlerin OkunmasıÖğretmenler, Tebliğler Dergisi'ni genelgeleri, emirleri okur ve imzalar. Özür BildirmeOkulun açılma tarihinde ve ders yılı içinde hastalık veya önemli bir özrü nedeni ile görevine gelemeyenler, özürlerini iki gün içinde haber vermek ve yedi gün içinde belgelendirmek zorundadırlar. İzin AlmaÖğretmenler, kanunlarını genel hükümlerine uygun olarak yaz ve dinlenme tatilleri dışında, görev yerinden ayrılmak için izin alırlar . Yarıyıl ve yaz tatiline ayrılırken adreslerini okul yönetimine bırakırlar. Ek Görev VerilmesiÖğretmenler, eğitim ve öğretim görevlerinden başka bir görev alamazlar, ancak kendi okulundan başka bir okulda mülkî amirin onayıyla ek görev alabilirler.Toplantıya KatılmaÖğretmenler, komisyon üyesi ve gözcü olarak görevlendirildikleri sınav komisyonlarında, okulda yapılan her türlü resmî toplantılar ve mahallî kurtuluş günleri ile millî bayramlarda bulunmak zorundadırlar. Görevlendirme ve toplantılar bir yazı ile kendilerine duyurulur.Araç KullanmaÖğretmenler dersleri ile ilgili araç ve gereçleri, laboratuar ve işliklerdeki eşyayı , okul kitaplığındaki kitapları korur ve iyi kullanılmasını sağlarlar- Okulda aynı dersi okutan birden fazla öğretmen varsa laboratuar, işlik ve araçlardan yararlanma içleri bir plana bağlanır. Nöbetçi ÖğretmenlikÖğretmenler, okulun bina ve tesisleri ve öğrenci mevcudu, yatılı gündüzlü normal veya ikili öğretim gibi durumları göz önünde bulundurarak okul müdürü tarafından düzenlenen nöbet çizelgesine göre normal öğretim yapan okullarda gün süresince, ikili öğretim yapan okullarda ise kendi devresinde nöbet tutarlar. Öğretmen birden fazla okulda derse giriyorsa maaşını aldığı okulda, maaş aldığı okulda hiç dersi yoksa en çok dersinin bulunduğu okulda nöbet tutar. Hizmet süreleri bayanlarda 20 erkeklerde 25 hizmet yılını ve daha fazla olan öğretmenler ile hamile öğretmenlere doğumuna üç ay kala ve doğumdan sonra altı ay nöbet görevi verilmez. Ancak 20 veya 25 hizmet yılını dolduran öğretmenlerin sayıca fazla olduğu okullarda ihtiyaç duyulduğunda bu öğretmenlere de nöbet görevi verilir. Öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi: Öğretmen adaylarında genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon bakımından aranacak nitelikler Milli Eğitim Bakanlığınca tespit olunur. Öğretmenler,öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurtdışı yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar arasından, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilirler. Yüksek öğrenimleri sırasında pedagojik formasyon kazanmamış olanların ihtiyaç duyulan alanlarda, öğretmenliğe atanmaları halinde bu gibilerin adaylık dönemi içinde yetişmeleri için Milli Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır. Hangi derece ve türdeki eğitim, öğretim, teftiş ve yönetim görevlerine, hangi seviye ve alanda öğrenim görmüş olanların ne gibi şartlarla seçilebilecekleri yönetmelikle düzenlenir. Öğretmenlerin bölge hizmeti: Öğretmenlikte yurdun çeşitli bölgelerinde görev yapmak esastır. Hizmet bölgeleri ve ihtiyaçlara göre bu bölgelerarası yer değiştirme esasları yönetmelikle düzenlenir.

Öğretmenin sorumlulukları

1-baris Dolu Sakin Bir Sinifortamininyaratilmasinda Yol Gosterir.2-Örnek Davranislar Sergiler.3-cocuklarin Olumlu Dost Iliskiler Icinde Etkinliklere Yonelmesini Saglar.4-cocuklarin Sosyal Deger Ve Kurallarina Uygun Davranislar Gelistirmesine Calisir.5-cocuklarin Kendilerini Tanimalarina Duygularini Anlamalrina Yardim Eder.6-cocuklarin Sorumluluk Yuklenmelerine Olanak Tanir Ve Bu Sorumluluklarini Nasil Yuruttuklarini Izler Ve Odullendirir.7-cocuklarin Sorunlarinin Cozumunde Uyarici Ve Egitici Bir Tutum Icindedir.8-anaokulunun Gunluk Plan Ve Programlarini Yonetici Denetiminde Hazirlar Ve Uygular.9-cocuklarin Kendilerini Muzik Yada Dger Sanatsal Etkinlikler Araciligiyla Aciga Vurmalari Icin Yasantilar Duzenler.10-cocuklarin Doga Kosullarini Ve Fiziksel Olaylari Anlamalrinda Yardimci Olur.11-temel Kavramlarin Gelistirilmesini Kolaylastiracak Araclar Planlar Ve Gelistirir.12-okul Yasami Icin Gerekli Sosyal Aliskanliklariolusturmaya Calisir.cocuklarda Ogrenme Istegini Guduler Ve Ogrenme Yollarini Bulmalarinda Yardimcvi Olur.13-cocuklari Gozler Gelisim Kayitlarini Tutarsaglik Konturollerini Yaptirir Fiziksel Gelisim Asamalarini Saptarve Dosyalar..14-gunluk Ve Haftalik Besin Tablosunu Okul Saglik Uzmani Ile Isbirligi Icinde Hazirlar Ve Yoneticinin Denetiminden Gecirir.15-cocuk Etkinliklerinde Kullanilacak Arac Ve Gerecleri Secer Yeni Arac Ve Gereclerin Planlanmasi Yapimi Onarimi Islerinde Diger Gorevli Personelle Isbirligi Yapar.

Öğretmen mesleğinin tarihçesi

Ülkemiz yaklaşık bin yıldır Türkiye'dir. Türkiye'de öğretmenlik mesleğinin kökleri bin yıl öncesine giden uzun bir geçmişe dayanır. Bu nedenle Türkiye'de öğretmenlik mesleğine genel olarak bakarken konuyu Selçuklu Türkiyesi, Osmanlı Türkiyesi ve Cumhuriyet Türkiyesi olmak üzere üç ana dönemde ele almak gerekir: 1. Selçuklu Türkiyesinde öğretmenlik genel olarak "din adamlığı", "hocalık", "imamlık" ve "müezzinlik" ile iç içe bir meslekti. Bu dönemde öğretmenlik mesleği dinsel ağırlıklı çok işlevli bir meslek niteliği taşır. Örgün eğitim kurumlarından sıbyan mekteplerinde öğretmenlik "muallimlik" olarak medreselerde öğretmenlik ise "müderrislik" olarak adlandırıldı. Sıbyan okullarında ve genel medreselerde öğretmenlik mesleğine ilişkin görevlerin temeli ve ağırlık merkezi dini öğretmekti. Bu dönemde öğretmenlik mesleğini edinim genel eğitimden ve din adamlığından ayrı bir uzmanlık alanı olarak düşünülmezdi. Bu nedenle öğretmenlik için ayrı bir program veya ayrı bir meslek ve ihtisas medresesi yoktu. 2. Osmanlı Türkiyesinde öğretmenlik mesleğine ilişkin durum 15.Yüzyıl ortalarına kadar Selçuklu dönemindekinin hemen hemen aynıydı. Osmanlı döneminde ilk kez Fatih Sultan Mehmet öğretmenlik mesleğini dinsel ağırlıklı olmaktan kurtarma, dünyasal boyutlu oluşturma ve dolayısıyla laikleştirme doğrultusunda çok önemli bir adım atmıştır. Bu adım Türkiye'de öğretmenlik mesleğine ilişkin ilk gerçek bir atılımdır. Ancak eldeki bilgilere göre ne yazıktır ki bu atılımcı girişim Fatih'ten sonra sürdürülmemiş, süreklilik kazanmamış ve böylece Fatih'le başlayan ve Fatih'le biten bir atılım olmaktan öteye geçmemiştir. 18.Yüzyılın ikinci yarısında başlayan yenileşme hareketi 19.Yüzyılın ilk yarısında batılılaşma hareketine dönüşürken, 15.Yüzyıldaki ilk yönetimince yeni bir anlayışla gerçekleştirilen yeni bir atılımla öğretmenlik mesleği kendi meslek okuluna, yani öğretmen okuluna kavuşmuştur (1848). Anlamlı bir rastlantı olarak adını Fatih'ten alan bir semtte kurulup açılan bu okulla birlikte öğretmenlik kendine özgü bir meslek olma sürecine girmiş, yeni ve yenillikçi bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Bir süre sonra öğretmen okulu çıkışlıların hukuki statüleri düşünülüp belli kurallara bağlanmaya ve öğretmenliğin meslekleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemeler başlamıştır (1869, 1892). Bu süreç 20.Yüzyılın ikinci on yılında biraz daha gelişerek sürerken öğretmenlik mesleğine ilişkin anlamlı bir birikim oluşmuştur. Bu birikimle birlikte somut bilimin yol gösterici ışığında yenilikçi öğretmenlik mesleği açıkça ortaya çıkmıştır. 3. Cumhuriyet Türkiyesinde öğretmenlik mesleği yurdun kurtarıcısı ve Cumhuriyet'in kurucusu Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yönlendiriminde çağdaş. Ulusal ve laik bir temele dayandırılmış: bu temelden kaynaklanan anlayış ve yaklaşımla yeniden yapılandırılmış. Sağlam ve tutarlı bir çerçeve içine alınmış gerçek yörüngesinde oturtulmuştur. Bu doğrultuda gerçekleştirilen yasal düzenleme ve uygulamalarla Cumhuriyet döneminde öğretmenlik mesleği çok saygın etkin ve etkili bir meslek niteliği kazanmıştır. 1924'te öğretmenlik mesleği yasayla tanımlanmış. Böylece yasal bir meslek niteliğine kavuşmuştur. Bunda Atatürk'ün eğitime, öğretmene ve öğretmenlik mesleğine bakışı çok etkin ve belirleyici rol oynamıştır. Atatürk'ün öğretmenlik mesleğine bakışı şu sözlerinde kesin bir nitelendirim açık bir anlamlandırım ve derin bir anlatım bulur:
- Dünyanın her yerinde öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer üyeleridir. (1923)- Ulusumuzu yetiştirmek gibi kutsal bir görevi üstüne almış olan yüce Türk öğretmen topluluğu ...(1921)-Gelecekteki kurtuluşumuzun saygıdeğer öncüleri olan Türkiye öğretmenleri...(1921)- Hükümetin en verimli ve en önemli görevi milli eğitim işleridir..(1922)- Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim...- Benim asıl kişiliğim (niteliğim) öğretmenliğimdir. Ben milletimin öğretmeniyim...(1936)- Eğitimdir ki ulusu özgür; şanlı ve yüksek bir toplum olarak yaşatır..(1924)- Eğitim okul demektir. .(1919)- Okul adını hep birlikte büyük saygı ile analım! (1922)- Gerçek zaferi siz (öğretmenler) kazanıp sürdüreceksiniz..(1922)- Eğitim bakanı olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir.- Bilim ordusunun değeri siz öğretmenlerin değeri ile ölçülecektir...(1923)- Öğretmenler...bilim esasından kazanmaya başladıkları egemenliği sonuca ulaştırmalıdırlar.- Bununla öğretmenlik mesleği gerçek gelişme devrine dahil olacaktır...(1924)- Öğretmenler sizin başarınız Cumhuriyet'in başarısı olacaktır...(1924)- Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır...(1924)- Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür.Vicdanı hür.İrfanı hür nesiller ister...(1924)- Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir...(1925)
Atatürk Türkiye'yi yönettiği 1919-1938 yılları arasında geçen 19 yıllık süre içinde kamu önünde yaklaşık olarak en az 40 kez olmak üzere en çok milli eğitim ve öğretmen konularını ve dolayısıyla öğretmenlik mesleğini işlemiştir. Bu bağlamda 1'i Sivas Kongre'sinde 15'i TBMM 'ni açış söylevlerinde ve 9'u öğretmen kongre ve toplantılarında 4'ü halkla konuşmalarında 2'si CHP kurultaylarında 1'i İzmir İktisat Kongresini 1'i Anakara Hukuk Mektebini 1'i Cumhuriyet'in 10.yıldönümünü açış söylevlerinde 1'i Konya orduevinde subaylarla konuşurken ve 1'i de milletvekili seçim bildirgesinde 2'si basın önünde ve 1'i öğretmen okulunda olmak üzere kamu önünde en az 39 kez bu konuları ele almış: Bu konularda görüş ve düşüncelerini açıklamış, ilkeler ortaya koymuş, değerlendirme ve önerilerde bulunmuş, yönergeler vermiştir. (Öztürk 1992:İnan 1983a ve 1983b: TDK 1979).Ayrıca çeşitli zamanlarda yaptığı okul ziyaretleri ile özel görüşme,söyleşi ve konuşmalarında da sık sık aynı konulara değinmiş, aynı konular üzerinde durmuştur. Bu arada Atatürk, çağdaş Türk eğitiminde çok büyük anlam ve önem taşıyan Millet Mektepleri Başöğretmenliğine kabul ederek (1928) öğretmenlik mesleğine çok somut ve etkin bir biçimde katılmıştır.Bu katılımıyla Öğretmenlik mesleğine çok büyük bir değer, onur ve saygınlık kazandırmış :öğretmenlik mesleğini yüceltmiştir. Atatürk'e göre öğretmen " yetiştirici, eğitici, öğretici, yaratıcı, geliştirici" olmasının yanı sıra aynı zamanda " öncü, kurtarıcı, kılavuzlayıcı, yenileştirici, savaşımcı-devrimci, değişimci-dönüşümcü, örnek olucu, yükseltici , yüksek hizmet verici , kutsal bir görev üstlenici" dir. Bütün bunlarla Atatürk'ün tanımladığı öğretmenlik tam anlamıyla gerçek öğretmenliktir. Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçek öğretmenlik mesleği ile Atatürk, Cumhuriyet, ulus ve çağdaşlaşma arasında doğal köklü ve sımsıkı bir bağ ve iç içe geçen derin bir ilişki vardır. Bu dönemde çağdaş Cumhuriyet öğretmenliği öne çıkan bir meslektir.

Öğretmenlik mesleği nedir?

Genel anlamda öğretmenlik öğretmenin görevi, meslek ise bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş, sürekli uğraş demektir. Buna göre öğretmenlik mesleği denilince öğretmenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli öğretme işi veya sürekli öğretme görevi anlaşılır.Bir yaşamsal etkinlik olgusu olan meslek, toplumsal, kültürel ve ekonomik yapının ve teknolojinin gerektirdiği bir iş bölümü sonucu ortaya çıkar. Meslekler, genellikle gelişmemiş toplumlarda görenekle babadan oğula veya anadan kıza geçer, az gelişkin toplumlarda usta çırak ilişkisiyle öğrenilir, gelişkin toplumlarda örgün eğitimle edinilir. Çağdaş toplumlarda ise belirli diploma gerektiren profesyonel bir uğraş niteliği kazanır. Bu olgu diğer çoğu meslekler gibi öğretmenlik mesleği için de geçerlidir.Günümüzde öğretmenlik mesleği öğretmen olan kimseler tarafından yürütülür. Öğretmen, mesleği öğretmek olan kimsedir. Günümüzde öğretmen, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği yeterlikleri kazandıran yüksek öğrenimi bitirerek aldığı diplomayla öğretmenlik yapma yetkisini elde etmiş olan kimsedir.Dar anlamıyla öğretmenlik öncelikle öğretimcilik demektir. Ancak öğretmenlikte "öğretme' "göreviyle sınırlı kalınmaz, yetinilmez. Çünkü "öğretme" "eğitme" ile iç içe işler, gerçekleşir. Böylece öğretmenlik daha geniş bir anlam kazanır. Bu anlamda öğretmenlik eğitmenliği de kapsar, içerir. Öyleyse, geniş anlamıyla öğretmenlik öğretme odaklı eğitimciliktir. Buna göre öğretmenlik mesleği öğretme odaklı bir eğitimcilik mesleğidir.İnsanlık tarihinde olduğu gibi Türk tarihinde de öğretmenlik çok eski bir uğraşı alanıdır. Bir uğraşı alanı olarak öğretmenliğin başlangıcı çok eskidir, öğretme çabalarının ilk başlangıcına dayanır. Öğretme çabalarının kökleri tarihin derinliklerine uzanır. Bu çabaların bir uğraşı alanı niteliği kazanması, bu uğraşı alanının öğretmenliğe dönüşmesi ve öğretmenliğin meslekleşmesi ise epey yenidir. Öğretmenliğin tamamen kendine özgü bir uzmanlık mesleği olması ise çok daha yenidir.Günümüzde öğretmenlik kendine özgü bir profesyonel uğraş alanıdır. Genel anlamda profesyonel, bir işi kazanç sağlamak amacıyla ve ustalıkla yapan kimse demektir. Böyle bir kimse işin tüm gerekleriyle tüm inceliklerini öğrenmiş olmak durumundadır. Günümüzde öğretmenlik mesleği profesyonel bir meslek olarak kabul edilir. Öğretmenlik artık (özel) alanda uzmanlık, akademik çalışma, mesleksel formasyon ve üniversite diploması gerektiren kendine özgü bir profesyonel meslek statüsü kazanmış bulunmaktadır.

Tarih öğretmenliği

TANIM Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere, tarih ile ilgili eğitim veren kişidir. GÖREVLER Tarih konusu ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranışların, hangi yaş düzeylerindeki öğrenci gruplarına, hangi yöntemlerle kazandırılacağı, MEB tarafından onaylanan öğretim programları ve ilgili mevzuatta belirtilmiştir. Tarih öğretmeni, bu program çerçevesinde, - Eğitim vereceği grubun düzeyine uygun bir çalışma planı hazırlar, bu planı uygulayarak öğrencilere alanı ile ilgili bilgi ve beceri kazandırır, - Öğrencilerin başarılarını değerlendirir, başarıyı artırıcı önlemler alır, - Eğitici kol çalışmalarında görev alarak öğrencilerin yeteneklerini geliştirici etkinlikler düzenler, - Öğrencilerin gelişimlerini izler, sorunlarının çözümüne yardımcı olur, - Alanı ile ilgili gelişmeleri izler, bunların öğretim programlarına yansıtılması için ilgililere önerilerde bulunur, - Nöbetçi olduğu günlerde, okulun düzen ve disiplinini sağlamak üzere görev yapar, - Sınıf öğretmeni olarak, öğrencilerin alan ve ders seçmelerine yardımcı olur, yönetimle ilişkilerini sağlamaya çalışır. KULLANILAN EĞİTİM MATERYALLERİ - Yıllık müfredat programı, günlük çalışma planları, not defteri, yoklama defteri, - Ders kitapları, okul araç ve gereçleri, ders araç ve gereçleri. MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER Tarih öğretmeni olmak isteyenlerin; - Üst düzeyde genel yeteneğe sahip, - Sözel yeteneği gelişmiş, tarih ve sosyolojiye ilgi duyan, - Sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı, - Düşüncelerini başkalarına açık bir biçimde aktarabilen, - İyi bir öğrenme ortamı sağlayabilen, dikkatli, işine özen gösteren, - Mesleğinin sorunları ile ilgilenen ve çözüm yolları bulmaya çalışan, - İnsanlarla iyi iletişim kurabilen; sevecen, hoşgörülü, sabırlı, - Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen, - Kendini geliştirmeye istekli, coşkulu, yaratıcı kimseler olmaları gerekir. ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI Tarih öğretmeni, sınıfta görev yapar. Görevini genellikle ayakta yürütür. Çalışma ortamı biraz tozlu ve gürültülüdür. ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI Tarih öğretmenleri, MEB’e bağlı okullarda (ilköğretim okulları, liseler, meslek liseleri vb. ) çalışırlar. Bunun yanı sıra dershane ve benzeri kuruluşlarda görev yaparlar. Tarih öğretmenleri, tarih dersi dışında, Milli Tarih, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Demokrasi ve İnsan Hakları, Genel Türk Tarihi, Osmanlı Tarihi, İslam Tarihi, Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi, Türk Eğitim Tarihi derslerini verebilirler. MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER Meslek eğitimi, çeşitli üniversitelere bağlı eğitim fakültelerinin “Tarih Öğretmenliği” bölümlerinde verilmektedir. Ayrıca, “Tarih Bölümü” bölümü mezunları Ortaöğretim Alan Öğretmenliği aaasiz Yüksek Lisans Programını veya Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) işbirliği ile açılan /açılacak Pedagojik Formasyon Programını başarı ile tamamlayanlar, lise ve dengi okullarda Tarih Öğretmeni olabilirler. MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI Bu bölüme girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) yeterli “Sözel (SÖZ)” puan almak gerekmektedir. Ayrıca edebiyat fakülteleri, fen-edebiyat fakülteleri ve Ankara Üniversitesi Dil- Tarih ve Coğrafya Fakültesinin “Tarih” bölümlerini bitiren öğrencilerden “Ortaöğretim Alan Öğretmenliği aaasiz Yüksek Lisans Programı”nı veya “Pedagojik Formasyon Programı”nı başarı ile tamamlayanlar öğretmenlik yapabilirler. EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ Mesleğin eğitim süresi 5 yıldır. Eğitim süresince, İslamiyet’ten Önce Türk Tarihi, Eskiçağ Tarihi, Bizans ve Batı Avrupa Tarihi, Osmanlı Tarihi, İslam Tarihi, Eskiçağ Tarihi, Doğu Avrupa Türk Kavimleri Tarihi, Türkiye Coğrafyası, Ülkeler Coğrafyası , Eğitim Sosyolojisi, Yeni ve Yakınçağda Türk Devletleri, Türk Kültür Tarihi vb. zorunlu ve seçmeli dersleri alırlar. Öğrenciler eğitimleri sırasında okullarda uygulama yaparlar. BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU Bu programı ilk beş tercihinde gösteren ve bu programa yerleştirilen adaylardan belirli sayıda olanlara Milli Eğitim Bakanlığı’nca burs verilmektedir. Ayrıca öğrenciler Kredi ve Yurtlar Kurumunca verilen öğrenci kredisinden yararlanabilirler. Meslek eğitimini tamamlayan öğrenciler 9. derecenin 1.kademesinden aylıkla göreve başlatılırlar. Her yıl öğretim yılı başında eğitim öğretim tazminatı alırlar. MESLEKTE İLERLEME - Çalıştıkları okullarda veya Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde idari kademelere yükselebilirler. - 4 yıllık lisans eğitiminden sonra alanlarında master ve doktora eğitimi alarak kariyerlerini yükseltebilirler, öğretim üyesi olabilirler. - MEB’ ce yapılan müfettişlik sınavında başarılı olurlarsa müfettiş olabilirler.

Öğretmenin görevleri

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmeliklerine göre genel olarak öğretmenlerin görevleri şunlardır.
Kendilerine verilen ve yetkili sayıldıkları dersleri okutmak,
Okuttukları derslerle ilgili uygulama ve deneyleri yapmak,
Serbest çalışma saatlerinde öğrencileri gözetlemek,
Ders dışında okulun eğitim, öğretim ve yönetim işlerine katılmak,
Kanun, yönetmelik ve emirlerle tespit edilen ödevleri yapmak.
Ayrıca öğretmenlerin öğrencilerini yetiştirme konusunda her fırsattan yararlanmaları, hizmet ruhu beslemeleri, ödevden kaçınmamaları, öğrencilerine iyi bir yardımcı ve kılavuz olmaları, eğitim işlerinde bütün tutum ve davranışlarıyla örnek olmaları istenir.
Öğretim görevi sırasında öğretmenlerin, öğrencileri kişisel çalışmalara yöneltmeleri, zümre öğretmenleriyle yakın bir işbirliği sağlamaları, öğrenci ödevlerini ilgili yönetmeliğe göre inceledikten sonra geri vermeleri, sınav yönetmeliğine göre görevlendirildikleri sınavlarda bulunmaları, öğrencilerinin başarılarını ölçerek değerlendirmeleri, kanaat dönemleri sonunda verilecek karne notları için gerekli sözlü-yazılı yoklamaları yapmaları beklenir.
Ders görevi sonunda öğretmenlerin yapmaları gereken işler bitmez.Mesai saati bitiminden sonra öğretmenlerden yıllık ders dağıtım planlarını yapmaları, dersler için hazırlık yapmaları bunun için materyaller hazırlamaları, yaptıkları yazılı yoklamaları değerlendirmeleri, öğrenci davranışlarıyla ilğili gözlem formlarını değerlendirerek öğrencinin gelişimini izlemeleri, öğrencilerinin daha iyiye ulaşması için ne gibi tedbirler alması gerektiğini inceleyip sorğulaması beklenir.
Eğitim çalışmaları sırasında öğretmenler, okul yönetiminin belirlediği günlerde okul nöbeti tutmakla, kendisine verilen eğitsel kulüpleri kurarak çalıştırmakla, öğretmenler kurulunun kararlarıyla kendisine verilen sınıfın eğitim işlerini düzenlemekle, Tebliğler Dergisi'ni okumakla yükümlüdürler. Öğretmenler, öğretim, eğitim ve bilim ödevinden başka bir ödev alamazlar. Kendi okullarından başka okullarda ek olarak bilim, öğretim ve eğitimle ilgili bir işte çalışacak olan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan izin almaları şarttır.
Öğretmenler, önce okul müdürlerinin, sonra Milli Eğitim Müdürlüğü'nün İller Kanunu'na göre mahalli mülkiye amirinin, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin denetimine bağlıdır. İlköğretim öğretmenlerinin nakil ve tayini il idaresince; lise öğretmenlerininki ise bakanlıkça yapılır. Öğretmenler, okullar saymanlığından maaş alırlar ve Emekli Sandığı'na bağlıdırlar.
Ülkemizde her yıl 24 Kasım günü, "Öğretmenler Günü" ve o hafta "Öğretmenler Haftası" olarak kutlanır. Günümüzde öğretmenlik mesleğine hakettiği değer verilmemekte ve yanlış politikalar yüzünden bu meslek hakettiği değeri bulamamaktadır

Öğretmen nedir?

İnsanın yaratılıştan sahip olduğu birtakım özellikleri vardır. Ona bu özelliklerinin geliştirilmesi ve başkalarıyla münasebetlerini düzenli biçimde uygulayacak değerlerin öğretilmesi gerekir.İnsanlık tarihi başlangıç ve gelişim itibariyle incelendiği zaman görülüyor ki şahısları, dilleri ve zamanları ayrı olmasına rağmen bilgi edinme, anlama, ünsiyet peyda etme, sorun anlama gibi fıtri ihtiyaçların kaçınılmaz olduğu görülmektedir.Eğitim ve öğretim denen bu zorunluluk insan üzerinde bir tasarruftur. Bu tasarrufun bilerek ve bilenler tarafından yapılması insan şahsiyetindeki ilahi elementlerin zedelenmemesi açısından önemlidir. Bu tasarrufu bilindiği gibi öğretmen yapmaktadır.“Ben gerçekten muallim (öğretmen) olarak gönderildim.” diyen Allah (c.c.) Rasulü’nün asıl görevi de öğretmenlikti.Öğretmen bir gönül pınarıdır. Hep ileri doğru akar. Çevresine güzellik verir, ferahlık verir. Bütün çırpınışı hep daha ileriye gitmek içindir. Cehaleti yıkmak, parıldayan güne kavuşmak onun hedefi olmalıdır.Cehalet cahil olmak demektir ki bir ülkeyi ekonomik sıkıntı, deprem ve sel felaketi gibi felaketler yıkamayabilir ama cehalet bir ülkenin felaketi olabilir.Asıl kör, gözleri âmâ olan değil, cahil olandır. O bakımdan İslam’ın da insanlığın da baş düşmanı cehalettir.Bir toplumun yaşaması milli ve manevi benliğini bilmesine bağlıdır. Nesillere bu şuuru veren öğretmenlerdir.Öğretmenin sanatı varoluş gayesine uygun olarak insan fikrini geliştirmek, davranış ve duygularının tanzimi, fikir ve düşüncede söz ve fiille doğru yolu gösterme, dünya ve ahirette mesut olacak iyi insan yetiştirme sanatı olmalıdır.Eğitim ve öğretim bilen bir kişinin bilmeyene, doğru yolu göstermesi, onun elinden tutması, öğretmen de bunun uygulayıcısıdır.Bu yüce görevi üstlenen öğretmenin her türlü bilgileri bilme, uygulama, ifade etme becerilerinin olması gerekmektedir.“Rabbim terbiye etti ne güzel etti ve güzel terbiye etti.” diyen Rasulullah örnek öğretici olarak kendisini insanlığa takdim etmiştir. Her konuda olduğu gibi eğitim-öğretim alanında da bize en güzel örneği sunmuştur. O’nun hayatı eğitimcilerin yolunu aydınlatan nice canlı örneklerle doludur.Peki nasıl bir öğretmendi Peygamberimiz (s.a.v.):a) O (s.a.v.) herkese değer verirdi. Seviyesi, kapasitesi, yaşı, işi ne olursa olsun öğreticiliği açısından eşitti.b) İnsanlara akli seviyelerine göre konuşurdu.c) Eğitim ve öğretimde uygun zamanı kollardı.d) İkna edici bir konuşma tarzı vardı.e) Bıkkınlık ve yılgınlık asla göstermezdi.f) Anlaşılmak için konuşurdu.g) Hep kolayı seçerdih) O (s.a.v.) hep büyük düşünür ve büyük hedefler gösterirdi....Ayrıca iyi bir öğretmen, çok okuması, derslerine mutlaka hazırlıklı girmesi, yenilikleri takip etmesi, çocuk ve gençlerin psikolojisini iyi tanıması gerekir. Öğretmen muallim (öğretici) olmalı, müellim (zorlaştırıcı) değil. Öğretmen sadece anlatıcı değil aynı zamanda uygulayıcı olmalıdır. Öğrencilerine örnek teşkil edecek bir şahsiyette olmalı, İslam ahlakı ile ahlaklanmalıdır.